yer; bornova büyük park ;kulağımda ömer faruk tekbilek i love u çalıyor,önümdeki görüntü...
telaşsız kalkıp,deliler gibi yürüdüm,tüm bornovayı katettim,eski ergene sokağımda tavuk döner yiyip,esnafdan tekmil aldım,nostaljinin dibine vurdum.Gördüm ki 5.50 tl ye adam gibi karın doyurabiliyor hala izmirde.
Meydanda etrafa bakınırken drama köşkünün müzeye dönüştüğünü görüp,içeri girdim,meğer bornova ne kadar tarihi ve değişik bir semtmiş,neler barındırmış neler yaşanmış neler.
Dramalı Ailesi 1924 de mübadele ile Yunanistandan gelmişler.Yerleştikleri evi Bornova Belediyesi bence gayet güzel bir şekilde düzenleyerek müze haline getirmiş,başka şehirlerde bir semt ile ilgili bu kadar detaylı ve güzel bir çalışma var mı bilmiyorum ama benim çok hoşuma gitti,yapanların eline sağlık.
Elin oğlu o zamanlar başlamış golf oynamaya.
Sonrasında Serap Hanımla buluşup okula gittik,kampüste kahve içip eskilerden-yenilerden konuştuk.
Okula bayaa yenilenmiş,dersliklerde kartlı sistemler,binalarda ve etrafta bayaa modernize gözümüze çarptı ama d anfisinde ilkin hocayı görünce 13 sene önceye dönüverdik:)
Serap Hanım beni Levent Marinaya götürdü,günün 3. kahvesini içmeye:)
İzmir beni rüzgarıyla bağrına basmıştı ama güzelliklerini görmeme engel olamadı kordona doğru güneş batarken teknelerin içinde gökkuşağını yakaladım.
Alsancağa gidip Erdem'i taciz edip,ağır cüssesini Sex Shop'a bakan masasından kaldırdık.Adamı yıllardır enteresan yerlerde ziyaret etmeye alıştım sanırım, Menemen-Konak-Alsancak:)
Güzel bir akşam yemeği akabinde Erdem Karşıyaka vapuruna atlayıp Can efendinin yanına yollandı.Biz de a tribitu to Fransız Kültür diyip ,adını hatırlayamadığım güzel mekana gidip,günün son kahvesini içtik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder