29 Aralık 2011

10 sene

yine bir rakı masası...
kimi yıllara evlilikler sığdırmış,kimisi çocuklar...
kimisi yeni işler, kimisi ölümler...
hemen hemen herkes diğerinin hayatına gıptayla bakıyor...
ama en çok da benimkine...
olm bi siktirin gidin diyesim geliyor ama sözcükler yerine ; sigaraya abanıyorum, rakınının buzunu dişlerimle ezerken...
susuyorum , yorulmuşum konuşmaktan; konuşsam da insanların algısını değiştiremem ki...
devir böyle...
harikalar kumpanyası...
taylandı anlat diyorlar, duymak istediklerini anlatıyorum , kimin hangi cümleyi daha çok seveceğini düşünerek...
peki ya ben, benim hayatım da hayat mı lan? kaplumbağa gibiyim; sırtımdaki kabuk her geçen yıl daha bir ağır, ben de sizin hayatınıza özeniyorum lan mı desem acaba ?yok yok diyorum onların derdi onlara yeter, yeni hayalkırıklıklarına yol açmayayım...
anlamsız kahkahalar, boşalan şişeler...

Hiç yorum yok: